İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

30 Ocak 2014 Perşembe

Kabuk Adam

Kabuk Adam: Yazar Aslı Erdoğan

Dünya okurlarınca "geleceğe kalacak elli yazar" arasında sayılan Aslı Erdoğan'ın Everest yayınlarından cıkan bu 140 sayfalık eserini çok sevdiğim dostlarım Sesil ve Fatma ile  okudum  ve kitapla ilgili hatırama daha güzel bir hatıra bıraktım.

"Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar. Unutamamak. Belleğin kaçınılmaz intikamı. Herhangi bir iz taşınıyorsa eğer, bu bir zamanlar yara açıldığındandır." cümleleri ile başlayan kitabı bitirdiğimde sanki anlatılmayan eksik kalan birşeyler vardı hissiyatı uyandırdı bende.

Bir fizik kongresi için Karayip adalarına giden yazar orada geçimini denizden çıkarıdığı kabuklarla sağlayan çirkin yoksul Tony ile aralarındaki adı konulamayan ilişkinin daha sonra aşk olduğunu anladığında herşeyin geç olduğunu farketti... Tony seneler sonra başka bir kimlikle belleğinde belirdi...

Yazarın dili, duyguları yaşayamadıkları içinde yaşadığı gelgitleri cok güzel yansıttığı ve okudugum ilk kitabı oldu. bundan sonra okuyacağım çok kitabı olacağına eminim.

insan belleğinin seneler sonra bile gelip kendisinden intikam aldığını
unutmak istediğimiz
kaçmak istediğimiz herkesin her duygunun gün gelip gün yüzüne cıktığı
derinlerde acılan büyük yaraların gün gelip izinin sızladığını çok iyi anlatmış yazar kitapta...

Altını Çizdiklerim...

"Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar. Unutamamak. Belleğin kaçınılmaz intikamı. Herhangi bir iz taşınıyorsa eğer, bu bir zamanlar yara açıldığındandır."  (sayfa 1)

"Yaşadığımız anları dondurup cümlelere dökme çabası, çiçekleri kurutup kitap yaprakları arasında ölümsüzleştirmeye benzer" (sayfa 1)

"Yaşadıklarım, o her biri elmas değerindeki anlar su damlaları gibi kayıp gitti avcumdan. Gerçekliğin sonsuz okyanusundan tek bir deniz kabuğu kaldı geriye." (sayfa 2)

"Bir balona şekil veren hava gibi benim de hayatıma şekil verecek bir şeye gereksinimim var. Şu anda bunun ne olabileceğini bile bilmiyorum, belki ancak sevgi diye tanımlanacak bir şey." (sayfa 21)

"Bir kitabın kapağına bakarak içindekileri anlayamazsın." (sayfa 24)

"Dürüst olduğumu sanıyordum ama aslında düpedüz kaba ve acımasızdım. Onun bir orkide gibi eşsiz ve zarif duyarlılığını, keskin, soğuk bir orakla biçiyordum. Sevilmeye herşeyden çok gereksinimim varken, bana karşılık istemeden sunulan bu umulmadık sevgiyi reddediyordum. Ele geçirdiğim herşey için, savaşmış, yıpranmış, didinmiştim;hayatın bu sürpriz armağanınındeğerini bilemeyecek denli katılaşmıştım. Yüreğim nasır bağlamıştı." (sayfa 58)

"....ama ne almasını ne de vermesini biliyoruz. Birisi bize azıcık sevgi göstermeye görsün ne oyunlar oynuyoruz." (sayfa 113)

"Cehenneme giden yolun taşları iyi niyetle döşenmiştir" (sayfa 122)

"Her insanın gün gelip de düşüp parçalanmaktan kendini güçlükle alıkoyduğu bir uçurumu vardır."  (sayfa 45)

"Hayatın bizlere verip verebileceği tek ödül, tek armağan, sevgi dolu bir insandır ve biz böyle bir insanı, ilk fırsatta katlederiz. Sonra da, ömür boyu, bu asla bağışlanmayan günahın lanetini sırtımızda taşırız."




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder