İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

22 Temmuz 2018 Pazar

Bulutlar Ülkesine Yolculuk

Her yıl gitmeden duramadığım, hatta birçok kişinin beni oralı sandığı canım Çamlıhemşin’e bu yıl da yine sevdiklerimi yanıma alıp gittim. 
Üzerine gelen birçok soruya toplu cevap olsun diye tek tek iliştiriyorum buraya.
İlk gün Çamlıhemşin'e ayak basar basmaz Felamur'da yediğimiz öğle yemeği ardından yağan yağmura aldırmadan 4 km bir yol yürüyerek Tar Bulut Şelalesi'nin ihtişamını görmeye gittik. Dönüş yolunda hepimiz sırılsıklam olmuştuk.




İlk iki gecemiz Ada Bungalov'da idi.
Ada Bungalov, Çamlıhemşin Şenyuva'da.
Ada’ya giderseniz Hidayet'e selamımı iletin ve şayet keyfi de yerindeyse muhabbetine eşlik edin. O konuştukça biraz daha kalsa anlatsa diye ağzının içine bakacaksınız.
Unutmadan yayla çorbasını da içmeden dönmeyin.




Şenyuva’da Karadeniz’de başka hiçbir yerde tatmayacağınız lezzetlerin durağı olan butik kahveci Zua'ya gidip 'orman meyveli damla sakızlı muhallebisini', mürver çiçeğinden yapılan ve sadece Zua'da bulabileceğiniz 'pohpedi gazozunu' tatmadan dönmeyin. Eklemeden edemeyeceğim içtiğim en iyi Americano Zua’dadır.


Bozayı Şenyuva’ya yeni açılan bir seramikçi eğer benim gibi seramik düşkünü iseniz çok iyi parçalar bulabileceğinize kefilim.
Zua'nın hemen kapı komşusu olan Peri Dükkan'ın adı gibi peri bir sahibesi vardır. Canım Deniz'in güzel dükkanında hem hediyelik çok güzel parçalar hem de yöreye ait yanınıza hatıra alabilecek birçok ürünü bulabilirsiniz.


Gito’ya yolculuk ikinci gün idi. 1-1.5 saat süren yolculuğumuzun ardından Koçira'nın terasında sıcacık çaylarımızı içtik. Yolu çok soran olduğu için belirtmeliyim ki 4x4 aracınız varsa rahat çıkabilirsiniz ama binek bir araçla gitmenizi asla tavsiye etmem. Gito’da konaklayabileceğiniz 3 pansiyon var. Eğer günübirlik gidecekseniz hemen yakınında olan Badara yaylasını da görmeden dönmeyin derim. Biz aracımızla gittiğimiz Badara yaylasından Meydan Kafe'ye yürüyerek yolun sonunda kendimizi mis gibi tereyağında kızarmış alabalıklarla ödüllendirdik.


Badara yaylasından ayrılıp pansiyona dönerken yol üzerinde Şimşir Ormanları'na dalıp fantastik büyüsünün içerisinde kaybolduk.





3. Gün Pokut için sabah çok erken kalkıp yola koyulduk. Pokut Kaçkar Dağları'nın manzarası en geniş olan yaylalarından biridir. 




Çamlıhemşin Pokut arası 21 km'dir ama yol boyu zıplaya zıplaya gidiyorsunuz söylemeden geçmeyeyim. Pokut yolu içinde gelen sorulara cevabım kesinlikle 4x4 le gidebilirsiniz. Yolları binek araç için çok kötü.Aslında bence hep de öyle kalsın kolay ulaşılmasın. Çünkü bu zor haline rağmen yol boyunca gördüğümüz çöpler gerçekten çok üzücüydü.

Pokut’ta Tanevit Dağ Evi'nde kaldık. Herkes odasına yerleştikten sonra orman yürüyüşleri başlamıştı. Islandık, çamura battık, tezeğe bastık, yol boyunca gördüğümüz inekleri selamladık, yayla çiçekleri topladık ve manzaranın büyüsüne kapıldık.


Sanki zaman kapsülünün içerisinde başka bir yere ışınlanmıştık. Yürüyüşün ardından Pokut'a yeni açılan Patika Kafe'de öğle yemeği için uğradığımızda yine enfes bir sofra bizi bekliyordu.


Ve hepimizin aklına gelen bunun bir yayla turundan daha ziyade gurme turuna dönüşmesiydi. Çünkü biz mütemadiyen yiyorduk. Patika'dan ayrılıp Sal Yaylası'nın yolunu tuttuk. Sal’a vardığımızda sis inmişti ve Uğur bizi yeni açılan Pilunç Çay Evine sütlaç yemeye götürüyordu. Söylemiştim size mütemadiyen yiyorduk.
Ve benim için bu turun efsane adamlarından biri ile tanışmam Pilunç Çay Evinde oldu. İneklere Fısıldayan Adam “Kadir Abi” hepimizi gülmekten kırdı geçirdi. Kadir Abi'den “İneklere Fısıldayan Adam” isminin hikayesini dinleyin. İnekleri Nazlı, Karagül, Ceylan, Petek ile tanışın, şansınız varsa sağıma gidin. Ve Kadir Abi bu yörenin insanını bu denli sevmemi bir kez daha anlamamı sağladı. Kadir Abi ile Ali Abi'nin atışmalarını, kızları Begüm ile Betül'den klarnet ve tulum dinleyin. Ve kesinlikle o efsane sütlaçından tadın.  Bizim şimdiden sıradaki tatil programımızın durağı belirlendi.

Sal'dan Pokut'a döndüğümüzde sis inmiş muhteşem bir manzara bizi bekliyordu. Akşam yemeğine kadar çimenlere uzanıp manzaranın seyrine doyduk.
Akşam yemeğinde Tülay bize muhteşem bir sofra hazırlamıştı. O gece sofra kadar sohbetimizde doyumsuzdu yine kahkahalarımızın Pokut'u inlettiği samimi, sıcacık bir aile sohbetinin içerisindeydik. Herkesin birbirini bu kadar sıcacık sarıp sarmalamasının nedeni belki Pokut, belki biz, belki Uğur'du bilinmez ama evren bize torpilini geçmişti. 




Herkes geceden saatini 4:15'e kurmuş sabahın erken saatlerinde uyanıp sessizce yaylada güneşin doğuşunu seyretmek için yola koyulmuştu. Üzerimizde sarıldığımız battaniyelerimiz. Yeni güne uyanan tabiat, etrafta birbiri ile konuşan kuşlar, mis gibi çise kokusu ve o sessiziliğin içerisinde biz. 
Hepsi şimdi hayal miydi gerçek miydi dedirtecek kadar eşsizdi.
Güneşin doğuşunu izledikten sonra gidip 2 saatlik uykunun ardından sabah kahvaltısı için Platoda Mola'nın yolunu tuttuk ve Ahmet Abi bizi sıcacık karşıladı.


Her seferinde olduğu gibi Platoda Mola yine bize çok güzel bir manzaraya karşı hem gözümüzü hem midemizi doyuran muazzam bir sofra donatmıştı Biz masadan ayrılmak istemiyorduk ama Uğur saatimizi belirlemişti görmek istediğimiz daha iki durak vardı ve yola koyulduk. Önce Kendini Koruyan Mahalle'ye geçmek için teleferik durağına geldik. Kendini Koruyan Mahalle yolu olmayan ve bir ailenin yaşadığı bir mahalle. Ulaşımını yine kendilerinin yaptığı bir teleferikle sağlıyorlar. Teleferik kişi başı 30 tl. Hem gidiş hem de dönüşte izlediğiniz vadi ve şelale başınızı döndürüyor.

Yükseklik korkusu olanların binmesini tavsiye etmem.
Kendini Koruyan Mahalle'den sonraki durağımız Makrevis Köyündeki Deliemet Konağı. 


Mirasçılarının kendi aralarında anlaşamamaları yüzünden çürümeye terk edilmiş Deliemet Konağı. İçerisindeki el işi ahşap oymalar ve vadiye açılan muazzam manzaralı pencereleri görülmeye değer. Ama böyle bir yerin her geldiğimde daha da dökülüp çürüdüğünü görmek çok üzücü.
Deliemet’ten ayrılıp Bal filminin çekildiği Makrevis Pansiyon'da son öğle yemeğimizi yemek için birlikte masanın etrafına toplandık. Bir veda yemeğinde yeni buluşmaların programlarını yaparken bulduk kendimizi ve inanıyorum ki bu ekip daha çok kahkahaları ile şenlendirecek birçok yeri.
Ve veda vakti....


Tavsiyem 
-Çamlıhemşine giderseniz Çamlıhemşin'den çok yaylalarında konaklayın.
-Yanınıza muhakkak 4 mevsim kıyafet alın.

-Yağmur çizmeniz ve yağmurluğunuz yok ise merkezdeki hırdavatçılardan çizmeyi 35 tl ye yağmurluğu da 10 tl ye edinebilirsiniz.

-Beklentinizi yüksek tutmayın gittiğiniz yerin yayla olduğunu bilerek yola çıkın.
-Ve şunu unutmayın siz hangi rotayı çizerseniz çizin hangi programı yaparsanız yapın son sözü doğa söylüyor. Yani her an her şey değişebilir.


Teşekkürüm,
Öncelikle bizim yolumuzu Uğur Biryol ile kesiştiren canım Haruncan Biryol’a.
Daha sonra havaalanında bizi karşıladığı andan itibaren samimiyeti, inceliği, kocaman yüreği ile hepimizi sarıp sarmaladığı için, bölge ile ilgili tüm bilgisini bizimle eksiksiz paylaşıp etrafımızdaki her şeye farkındalığımızı arttırdığı için canım Uğur Biryol ve Pokutsal Tur’a

Bizi çok iyi ağırlayan ve kahkahalara boğan Hidayet'e ve Tülay'a.
Benim için dünyanın en komik adamı olan İneklere Fısıldayan Adam Kadir Abi'ye.
Dünyanın en güzel orman meyveli damla sakızlı muhallebisini yapan Elif’e.
Yolculuğumuz boyunca ulaşımızı sağlayan Yasin'e...
Ve tereddüt etmeden ardıma düşüp gelen sevgili Dilek, Esma, Gülhan, Gökben, Türkan, Adnan Bey ve Leyla Hanım'a.
Tur sayesinde tanıma şansına eriştiğim Pınar ve Semra'ya.
Ve bizi bir araya getiren her nedene sonsuz minnet ve sevgi ile...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder